Girişimci Nihat Özçelik ile Söyleşi…

29 Nisan 2024 Pazartesi 10:51

Borsa’nın en büyük nitelikli bireysel yatırımcılarından biri olan, Nihat Özçelik Para Ajansına anlattı.

(PARA AJANSI)

Borsa’da yatırım nasıl yapılmalı?

Borsanın önemli girişimcilerinden, Nihat Özçelik, Para Ajansı'na konuştu. Yatırım stratejisini, Türkiye’de borsanın geleceğini ve yatırım planlarını anlattı... Biz sorduk, o cevapladı.

-Nihat bey, kaç senedir yatırımcısınız?

Yaklaşık 34 senedir yatırımcıyım. Öğrencilik hayatım sırasında başladığım borsada, eskiden beri son teknolojileri takip ettim. O zamanlar teknik analiz ülkemizde çok yeniydi yurtdışından getirdiğim özel programlar ile teknik analiz yapardım. Asıl önemli olan temel analiz, şirketlerin sektörel takibi ve dünyadaki yatırım trendinin takibi önemlidir. Yatırım işi, benim için disiplin işidir. Az uyur, çok çalışırım. Piyasalar açılmadan önce spor yapar, tüm haberleri ve bültenleri incelerim. Her sabah erken kalkarım. Bu disiplin benim sağlıklı bilgiye erişmemi ve doğru şekilde hareket etmemi sağladı. Hiçbir başarı çok çalışmadan elde edilemez.

-Yatırımlarınızı yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?

Benim yatırım taktiğim uzun yıllar önce değişti. 15 sene önce … İşlem değil, uzun vadeli yatırım yapmanın daha doğru olacağını keşfettim. Borsa fiyatından bağımsız bilanço ve temel verilere dayalı yatırımlar yaptım. Devamlı çalışan bir motor gibi insanın kendini yıpratması yerine, uzun vadeli doğru hisse senetleri üzerine yatırım yaparak, şirketin geleceğini satın almakla daha iyi kazançlar sağlamak mümkün oluyor. Bu stratejiyi en kısa yatırımımı bile iki sene boyunca portföyümde tutmak diye tarif edebilirim. Bir hisse senedinde ne kadar uzun süre yatırımcı olduysam o kadar fazla getiri elde edileceğini gördüm. Ancak tabii ki burada doğru hisseleri, doğru zamanda seçmek çok önemli. Yatırım işi, sabır kelimesiyle nerdeyse özdeş. Hedefler koyarak hareket etmek gerekiyor.

-Uzun yıllardır, Türkiye’de halka arzlarda, şirket satın alma ve birleşmelerinde tecrübe sahibi bir isim olarak, kurumsal finansman mekanizmasının gelişimini ve halka arzların son durumunu anlatabilir misiniz?

Halka arzlar bir ülkenin ekonomisi için en büyük katkıdır. Şöyle ki paranın faiz gibi döviz gibi altın gibi yerlere kayması insanları işsiz bırakırken, halka arzlara ve borsaya gelmesi ise istihdam, yatırım ve ülkeye bolluk getirmekte, ülkemizin dünyada rekabet edebilir bir hale gelmesini sağlamaktadır. Bu yüzden kurumsal finansman konusunda yaptığım işlerin ülkemize büyük bir katkı sağladığını düşünüyorum. Kurumsal finansman konusunda yaptığım işlerde firmalara da tavsiyem borsayı sektörlerinde bir üst lige çıkmaları için bir basamak olarak kullanmaları, yatırım yaparak büyümek için bir fırsat olarak görmeleri. Borsaya şirketlerini satmak için değil büyütmek için gelmeleri daha doğru olur.

Halka arzlarda tahsisat yapılarak yüksek miktarda hisse alan kurumsal yatırımcılara da bir süre satış blokajı uygulanmalı yoksa özel tahsisat yapıp, bir anda hızlıca yükselen hisselerde, ellerindeki hisseleri satarak çıkmak, kurumsal yatırımcı mantığına aykırı. Kurumsal yatırımcılar al-satçı olursa, bireysel yatırımcılar da bundan kötü etkilenir. Eğer bir kurumsal yatırımcı halka arzdan yüksek oranda pay alıyorsa belli bir süre bekleme şartı koyulmalı. Yok beklemem diyorsa ona da bireysel yatırımcıya verdikleri gibi eşit miktarda hisse dağıtımı yapılmalı.

Borsada son dönemde yapılan halka arzlar yatırımcı sayısını oldukça arttırdı bu çok pozitif bir gelişme. Ayrıca şirketlerin de çok büyük kaynak elde ettiklerini görüyoruz. Ancak bu noktada şu önemli, halka açılırken kamu otoritelerine, izahname yoluyla halka verilmiş bazı taahhütleri var, açıkladıkları bir yatırım planları mevcut. Halka açıldıktan sonra bunların kaçını, ne ölçüde yerine getiriyorlar? Uzun vadede bu çok önemli olacak. Yeni şirketler satın aldılar mı? Girişimci küçük şirketler ile ortaklık yaptılar mı? Benim sadece teknoparklarda küçük girişimci teknoloji şirketlerini takip eden bir ekibim var. Fuarları gezen, kim yeni teknoloji olarak ne yapmış onlara bakan bir ekip bu. Çok ciddi bir şekilde büyüme potansiyeli olan firmaları araştırıp, destek olup, gönüllü mentörlük yapan takım arkadaşlarım var. Sonrasında bu firmalarda yapacağımız ortaklık ve satın alma yoluyla, küçük şirketlerin gereken büyümeyi sağlayabileceğini düşünüyorum. Türkiye’den de neden bir Apple, Tesla çıkmasın, bu bir hayal değil. Yakın zamanda, güçlü isimlerle bir iş birliği ve yatırım açıklamayı planlıyorum.

-Birçok yabancı fon ile yabancı yatırımcılarla, aynı şirketlerde ortaklığınız var. Peki, yabancı yatırımcıların borsamıza bakışı nedir?

Türkiye’de faizlerin yüksek olmasından dolayı sadece iyi hisselerde yabancı alımlarını görüyoruz. Yabancı yatırımcılar da tek bir tip değil. Kurumsal yabancılar bir tarafta hedge fonlar bir tarafta, algoritmalara dayalı yatırım yapanlar diğer tarafta. Öncelikle viop tarafında pozisyon alarak, sonrasında algoritmalar ile işlem yapanlar, piyasada likidite yaratmasına rağmen, volatilite artışı yaparak, dalgalanmalara yol açıyor. Bu açıdan piyasaya zarar verebiliyorlar. Ancak likidite yaratmakta önemli. Bunun bir dengesi kurulmalı. Benim gözlemlediğim bazı ülkelerde bunu vergilendirme yolu ile çözmeye çalışıyorlar ancak çok başarılı olmadı. Diğer taraftan likidite azaldı. Bu konuda aslında Türkiye’ye özgü çözümler üretilebilir.

Özellikle yabancı emeklilik fonları çok daha uzun vadeli yatırım yapıyorlar. Temettü verimi ön plana çıkıyor. Bilançosu sağlam BİST 30 firmalarında, düzenli temettü dağıtan, kurumsal yönetim ilkelerine uyum sağlamış, sürdürülebilirlik ilkesine kriterlerine uyan şirketlere yatırım yapıyorlar.

Girişim sermayesi sektörü ne ölçüde aktif? Sizce tekno girişimciler yeterince yatırım alabiliyor mu?

Bence bu sektör henüz istenilen performansı göstermedi. Sektör büyümeye çok açık. Ben de önümüzdeki dönemde bu sektörde daha fazla aktif olunması için örnek girişimlerde bulunmayı düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin rekabet gücünü arttıracak, nitelikli insan gücü istihdamı yaratacak ve ülkemizde milyonlarca üniversite mezununu ekonomiye kazandıracak mekanizma ancak bu tür şirketlerin desteklenmesi ile olur.

-Önümüzdeki dönemde şirket satın alması veya benzeri yöntemlerle piyasada yatırım yapacak mısınız?

Ben bu alanda çok iddialıyım. Gerçekten ses getirecek, zincirleme satın alma, birleşme birçok konuda hazırlıklar yapıyorum. Ayrıca yurtdışından da ortak girişim olarak ülkemize sermaye getirmeyi planlıyorum.

-Yatırımcıyı çekmek için borsamızda yapılmasını tavsiye edebileceğiniz düzenlemeler var mı?

Aslına bakarsanız son düzenlemeler ile Avrupa Birliği mevzuatına çok yakınız. Ancak bazı şeyler eklenebilir. Yatırımcı hakları ve güvenilirlik konusunda ek adımlar atmak fayda sağlayabilir. Ben yurtdışında gözlediğim bir uygulamayı, burada da yapılabilir olarak görüyorum. Bedelli sermaye artışlarında, sulanma etkisini azaltmak için, sermaye artışını, piyasa değeri ortalaması üzerinden arttırılacak kadar miktara karşılık gelen oranda, bir nevi emisyon primli yapmanın piyasaya çok faydası olacağını düşünüyorum. Bu sayede hem sermaye daha az artıyor yani hisse daha az sulanıyor hem de özsermaye artışı sağlanıyor. Firma bunu ilerde istediği zaman bedelsiz sermaye artışı olarak kullanır. Hisse sayısı çok artmadığı için sulanma etkisi olmaz. Yabancı kurumsal yatırımcılar nominal değere yakın hisseleri almayı çok tercih etmiyorlar.

Diğer taraftan vergisel açıdan borsada alım satım yapan yerli kurumsal firmalara da vergi avantajı uygulanabilir, bu borsaya önemli kaynak akışı sağlar.

Otoritelerin yetkileri daha da arttırılmalı, kötü yönetilen şirketlerde yatırımcı mağdur olmadan, müdahale şansına sahip olmaları gerekiyor. Azınlık hissedarın mağdur olacağını düşündükleri yönetim kurulu kararlarına karşı da, yetkileri olmalı.

Foreks ve Kripto para piyasalarında yatırımcılar çok mağdur oluyor. Buraya giren paranın sermaye piyasalarına faydası olmuyor, bu paranın borsaya gelmesiyle piyasalar daha iyi yerlerde olabilir. Aracı kurumlar müşteri foreks işlemlerini kendi havuzuna yapmaları suistimale yol açıyor, foreks işlemlerini teşkilatlanmış piyasalardan yapmaları daha doğru olacaktır. Bu konularda da düzenlemeler yapılabilir. 

Peki Nihat bey, biraz özel bir soru olacak ama herhangi bir sosyal sorumluluk projesine katkıda bulunuyor musunuz veya kişisel yardımlarınız var mı?

Açıkçası ben yaptığım yardım ve bağışların özel kalmasını her zaman tercih eden bir yapıya sahibim. Ne yazık ki ülkemizde bunlar magazin konusu oluyor diye de paylaşmadım. 

Ben bugüne kadar onlarca kişisel yardımda bulundum. Deprem zamanı en büyük kişisel bağış yapanlardan biriyim ama bunların hiçbirini açıklamadım. Şirketlerimden değil kendi kişisel yaptığım bağışlardan bahsediyorum. 

Ayrıca önümüzdeki günlerde otizm terapisi üzerinde bir üniversitenin teknoparkında yürütülen bir projeye destek olacağım. Bu proje dünyada da bir ilk olacak ve terapide sanal gerçeklik ve yapay zeka kullanılacak. Bu projeye destek vererek Türkiye’nin dünya çapında öne çıkabilecek bir sosyal sorumluluk projesine katkı sağlamayı amaçlıyorum.

Kaynak: Para Ajansı